bu köpeğin ve ayakkabının sahibi kimse girsin kadraja.

güneşin açtığı o gün, bebek'te dolaşırken, elliott'ı düşündüm. hayran olduğum espri anlayışını ve çok sevdiğim fotoğraflarını! onun anısına çektim...köpekleri ve ayakkabıları. tom ve jerry'yi seyrettiğimiz zamanlardaki gibi, sahiplerini hiç bir zaman bilemeyeceğimiz köpekleri ve ayakkabıları!

sapma

tilda swinton'a benzetmiş olabilirsin ama o değil.

şarap yapar bilirim. gerçekliği saptırır.
bir kahve söyle.

hi, i am angel

Angel Otero, yoklukla geçen çocukluk yıllarını, tuvalleriyle doldurmaya çalışan Brooklyn'li bir sanatçı, şu aralar çağdaş sanat dünyasında yıldızı yükseklerde olanlardan! İsminden dolayı omuzlarında bir yük mü taşıyor bilemem ama, tanıştığımız an, yükten çok içten gelen bir sıcaklıkla elimi sıktı. "Angel, ismin sana uymuş" demek istedim, istedim de, bir elimde Angel'ın eli, diğer elimde giderek ağırlaşan fotoğraf makinem, ve bir de kalbimi eriten "hi, i am Angel"la başlayan sözcükleri, demek istediklerimi bana aniden unutturuverdi. Fotoğraf çekmeye devam ettim, ne yapabilirdim başka!

gizli formül

önce dur, bir sigara yak. sonra top oyna.
bu sırada, çözüm sana gelecektir.

versiyonları tabi ki de vardır, ama benzer şekillerle de olsa sorun hep çözülür.

secret formula
first, step aside, light a cigarette, then play ball.
meanwhile, the answer will come to you.

of course, there are variations but the problem will always be solved even with alternatives.

hayat

her mani atladığında,
hatırlaman biraz daha kolay oluyor,
aslında hiç bir mani olmadığının.

life
everytime, you jump over an obstacle,
it becomes easier to remember, that there are actually no obstacles.