20130213

hayat aldığın kararlardan ibarettir, sevgili fotoğrafsever!


Stephen Shore, renkli fotoğrafın öncülerinden... derin duyguların asla renkle ifade edilemeyeceğine inanılan bir dönemde, siyah/beyaz filmden uzak duran sayılı fotoğrafçılardan. Kendisi, geçen hafta SALT Beyoğlu'nda konuşma yapmak üzere İstanbul'a geldi.

Konuşmasını yaparken bir yandan da kariyeri boyunca çektiği fotoğraflardan seçtiklerini ve projelerini paylaştı: Üniversiteye devam etmek yerine Andy Warhol'un "Factory"sinde geçirdiği 3 senesini ve çektiği siyah/beyaz fotoğrafları, kartpostallardan etkilenip çekmeye karar verdiği ana caddeleri, gerçekten bilinçli olarak bakmanın ve bakarken de farklı kültürleri anlamanın ne demek olduğunu keşfettiği "American Surfaces" fotoğraflarını, flaş ve renkli film kullanarak çektiği "Snapshot"larını, büyük format kamerayla çektiği ve boyut katarak görülmeyen detayları keşfettiği "Uncommon Places" fotoğraflarını ve yansıtmak istediği bir konuyu sadece bir gün içinde çektiği fotoğraflarla anlattığı "One Day" kitaplarını... Steven Shore, 1970'lerde çektiği fotoğraflarıyla birçok fotoğrafçı için ilham kaynağı oldu. Flaş kullanımı, renkli film tercihi, alan derinliği, detay çekimleri o zamanlar için yepyeni kapılar açtı.

Bana açılan kapılar da oldu haliyle: SALT Beyoğlu'nun minderlerinde oturup Stephen'ın "One Day" fotoğraflarına bakarken fotoğraf günlükleri yapmaya karar verdim mesela. İlerleyen günlerde sayfamda paylaşmak üzere...

Diğer kapı ise, daha bir derindi, daha hayata dair... Stephen'ın fotoğrafları dedi ki: "Hayat aldığımız kararlardan ibarettir." Arabadan inip, otoyolun köşesinde durarak bir manzarayı insan eli değmemiş gibi çekebilirsin. Ya da birkaç adım geri çekilip yol kenarındaki bariyerleri de kadraja ekleyerek, fotoğrafın anlamanı değiştirebilir, manzaraya bambaşka bir anlam yükleyebilirsin. O anda manzarayı nasıl algılamak istediğini sen seçersin... Kadrajı belirlediğin gibi, hayatta başına gelen olaylara karşı bakış açına da ancak sen karar verirsin bir başkası değil. Olaylar olur ama fotoğrafı sen çekersin!

At binerken veya fotoğraf çekerken öğrendiklerim var, kapıların açıldığı anlar. Aynı Stephen'ın fotoğraflarına bakarken olduğu gibi. Çünkü biliyorum, severek yaptığım her şey bana aynı zamanda hayatı anlatıyor. Okuyarak veya dinleyerek farkedemeyeceğim gerçekleri bana atlar ve fotoğraflar öğretiyor...