20130215

ya evde yoksam?

Ben, 'bir türlü evde yakalayamadığım' kişiyim. Halbuki benim tek dileğim, evde olmak. Kendimi evimde bulmak istiyorum: Kapıyı açmak ve içeride olmak!

Çok özlediğim bir dostumu evde bulmak için yapabileceğim şeyler belli. Telefonla aramak, açmıyorsa kapıcıyı aramak, olmuyorsa arabayı kuytu bir köşeye park edip eve giriş çıkış saatlerini takip etmek, sınırları zorlayıp uyku saatlerinde evi basmak veya havalı bir ev hediyesi alıp tekrar denemek gibi. Bir yolu muhakkak var, çünkü evin nerede olduğu belli ve o yakın arkadaşım Obama değil.

Peki ben Obama mıyım? Değilim.

Ama evin adresi belirsiz işte, ve tüm sorun da sanırım burada. Bu sebepledir ki iz sürmekten başka çarem kalmıyor. Mesela diyorum ki kendi kendime: "Arasıra da olsa, evde olduğum zamanlara dair beliren ipuçları var, tutun onlara sakın bırakma!": Bir atın boynuna sarıldığımda evimdeyim. Havanın is koktuğu zamanlarda, türk kahvesi içtiğim her anda, Alkent'in güvenliğinden geçtikten hemen sonra, trafiğin sinirimi asla bozmasına izin vermeyen vespa'mın tepesinde, Jane Eyre'in sayfalarının içinde, köpeğimin hamur kokan kulaklarını kokladığımda, demlenmiş çay eşliğinde başlamış her sohbette, nasıl göründüğümü iplemediğim ortamlarda, Bodrum'da geçirdiğim o yılbaşında, battaniyemin altında saklanıp yazı yazdığımda evimdeyim...

"Ve evinin adresine doğru giden bu ipuçlarını birleştir, işin geri kalanını Google Maps'e bırak." diyorum.

Fakat, ipuçları belli belirsizler, karışıklar, ender karşıma çıkıyorlar. Bazen ümidimi kaybetmiyor değilim. Ya evde yoksam.