20130212

merhaba dostum, rose ben...

Luckyhands, Asmalımescit'in içinde bir dövmeci... Rose, kendilerini "şanslı eller" olarak gören bu bir grup dövmeciden bir tanesi, 4 erkek arasında açan tek "gül"! "Naber dostum"la başlıyor her muhabbeti... Vücudunda sayısını bile bilmediği kadar çok dövmesi var Rose'un... Koskocaman bir Marilyn dövmesi var göğsünde, dudaklarında her daim sürülü kıpkırmızı bir ruju, her sigara molası dönüşünde arka odada sıra sıra dizdiği ayakkabılarından bir başkasını giyip gelmesi var, siyah deri pantolonunun üzerine giydiği transparan bluzları, kurbağaların eşlik ettiği kimselere anlatmadığı bir doğum hikayesi ve küçük bir papağanla başlayan bitmek bilmeyen bir dövme sevdası var...

Bütün vücudun dövmelerle kaplıysa bir başkasındır. Diğerlerinden farklısındır. Bakışları üzerine toplayıverirsin hemen, herkesin bir fikri oluşuverir iyi kötü hakkında, halbuki daha "merhaba dostum" bile dememişsindir kimseye... "Bir aralar Marilyn kafası yaşarken yaptırdım bu göğsümdekini" diye başlamamışsındır dövmelerinin hikayesini anlatmaya, hayatının her döneminde farklı bir Rose olduğunu, büyüdüğünü, değiştiğini, aşık olduğunu, üzüldüğünü, inandığını... paylaşmamışsındır daha kimselerle.

Ama öyle değil midir hayat zaten dostum, daha anlatmaya başlamadan, anlayıverir herkes senin kim olduğunu. Görmek istediği gibi görür, anlamak istediği gibi anlar. Dinlemez gerisini, bakmaz ilerisine. Değiştirmekle uğraşır sadece, aslında hiç de anlamadığı sende, anladıklarını!

Gözlerini kaçırmazsan belki, bembeyaz giyinirsen, pür-i pak, görürler mi acaba? Verirler mi bir şans, tanımak için hem seni hem kendilerini...