Leica ve Hermés kelimelerini yanyana görüyorum. (Kahve fincanında değil bilgisayar ekranında...)
Leica, Alman lens firması "Ernst Leitz GmbH" (daha sonraki ismiyle Leica Camera AG) tarafından üretilen, mükemmel resim kalitesi ve çok yüksek satış fiyatlarıyla bilinen ikonik bir fotoğraf makinesi markası... Annie Leibovitz, Diane Arbus, Henri Cartier Bresson ve çok sevdiğim Wim Wenders gibi efsanevi fotoğrafçıların ellerinden düşürmediği tek kamera. Zaten elden düşürüldüğü an büyük hasarlara sebep olabilecek nitelikte, hem manevi hem maddi olarak!
Leica ve Hermés, 2003'te 'Leica MP' ve 2009'da 'Leica M7' modelleri ile "Edition Hermés" imzalı iki farklı ortak çalışma yaptılar... 2003'te bu iki sihirli kelime benim için henüz bir anlam taşımazken, 2009'da yavaş yavaş farkındalık seviyemde bir ilerleme kaydettim. Ve işte şimdi 2012'de her şey benim için çok net ve anlamlı. Farkındayım ki bu iki kelimeyi yanyana görmenin verdiği mutluluk, ancak "Leica M9-P Edition Hermés'in önüme turuncu bir hediye paketine sarılı olarak konulmasıyla tamamlanabilir!
Paketi aynı videoda gösterildiği gibi açacağıma da söz veriyorum...
Sadece 300 adet üretilen "Leica M9-P Edition Hermés" Haziran başında tüm sevenleriyle buluşacak. 25,000 USD veren "bu sevenler" aldıkları kutunun içinde, ünlü otomobil tasarımcısı Walter de' Silva tarafından tekrar tasarlanan yumuşak dana derisi ve gümüş kaplama detaylı Leica M9-P kamerayı ve 50 mm f/1.4 lensi bulacaklar.
100 adet üretilen ve Temmuz ayında satışa sunulacak diğer bir kutunun içinden ise, 50,000 USD karşılığında, çok daha fazlası çıkacak: "Edition Hermès - Série Limitée Jean-Louis Dumas"lar Hermés'in bir önceki başkanına ithaf edilerek, özel çantası ve koleksiyoner kitapçığı, 28, 50 ve 90mm Leica lensleriyle beraber gelecek.
Ben ikinci paketten rica ediyorum. Almışken lenslerim tam, Jean-Louis Dumas'ya saygım da sonsuz olmalı diye düşünüyorum!
Turuncu hediye paketleri içinde sunulduğunda aynı oranda sevineceğim diğer Hermés'leri de konusu gelmişken es geçmek istemiyorum. "Yaz gelmeden" diyorum, ve listemi hazırlıyorum. Mavi gibi "çok mu oluyorum", bilemiyorum...
1. Citroen 2CV6 Special Hermés Edition
2008'de Citroen'in efsanevi 2CV6 modeli 60. yaşına bastı ve kutlamalar için Hermés'ten özel bir tasarım yapmasını istedi. Paris Auto Show için hazırlanan araba kahverengiye boyandı, koltuklar Hermés gri-bej koton kanvasla, ayna kenarları, vites kolu ve direksiyon da deriyle kaplandı. Peki soruyorum, bu araba şimdi nerede? Kimin garajında hangi Maserati'nin yanında özgürlüğüne kavuşmayı bekliyor... Birbirimize kavuşabilmemiz için illa ki GPS mi taktırması gerekiyor!
2. Hermés Talaris Saddle
Hermés ipek eşarpları ve Birkin çantalarıyla göz kamaştırıyor doğru ama unutmamak gerekir ki, 1837'de ilk kurulduğunda soylu ailelere binicilik malzemeleri üreten bir markaydı kendisi. Neyse ki kökenini unutmadı ve 2010'da Paris Grand Palais'de düzenlenen Saut Hermés Engel Atlama müsabakası için "The Talaris Saddle"ı tasarladı. 9,000 USD değerindeki bu eyer, odun ve çelik yerine thermoplastic malzeme enjekte edilerek ve en kaliteli deri kullanılarak üretildi. Usta eyer üreticisi Laurent Goblet "The Talaris"i binicinin ve atın sırtındaki zorlanmayı engelleyecek şekilde tasarladı.
Farkındayım, Hermés bir eyer siparişi vermeden önce bir at sahibi olmayı dilemem gerekiyor ki diliyorum, hem de her gün, her fırsatta, her "bir dilek tut" denildiğinde. Ama uzun yeleli kır bir atı Hermés marka istemediğimden bu seferki dilek listeme dahil etmiyorum. Onun yerine, atlara olan sevgimi, hayranlığımı ve arzumu Dansk ve Serah'nın "Talaris"le sergiledikleri etkileyici dresaj gösterisiyle tazeliyorum...
3. Hermés Old Dutch
Hermés, ünlü Hollanda'lı bisiklet üreticisi Batavus'la iş birliğine giderek "Old Dutch" modelini kendi yorumuyla tekrar tasarladı... Özel el dikimli deri kaplı sele ve tutacaklar bisikletin "turuncu bir hediye paketine girmesi gerekenler" listesine dahil olmasına yetti bile! Ama "keşke" demekten de alıkoyamıyorum kendimi...Keşke Hermés, el örgüsü göz nuru deri bir sepet de ekleseydi tasarımına çünkü bisikleti alır almaz, kendimi attığım Saint Tropez'nin virajlı sahil şeridinde plaj havlumu ve güneş kremimi taşımak için bir yerlere ihtiyacım olacak!
4. Hermés Constance Bag
Bisiklete binerken kola takılan bir Birkin'e değil omuza çarpraz asılan bir Contance'a ihtiyacım olacak biliyorum. İlk olarak 1959 senesinde tasarlanan Constance, ön kapağının üzerindeki ikonik "H" harfi, üç farklı boyu ve deri alternatifleriyle hediye paketinden şu aralar en çok çıkmasını dilediğim Hermés. Tercihim krem olandan yana. Yüksek bel Levis'ımı, beyaz GAP erkek gömleğimi, ve Madrid'ten aldığım mavi espadrillerimi mutlu edeceğine adım gibi eminim!
5. Hermés Silk Scarf Pillow
Tshuka'nın Hermés ipek eşarplar kullanarak tasarladığı yastıklar 1,375 USD. Olabilirler, olsunlar da. Karşı çıkmam. Sadece endişelenirim: Hediye paketimden çıkan yastığın Hermés olduğunu köpeğim Yufka'ya nasıl anlatabilirim? Çünkü biliyorum ki, Ikea yastıklarımı parçalarkenki rahatlığı Hermés'te de gösterir, ona hiç farketmez!
6. Hermés "Leather Forever"
8-27 mayıs tarihleri arasında Hermés, kuruluşunun 175. yılını kutlamak ve Londra'yla olan "özel" bağını taçlandırmak amacıyla Royal Academy of Arts'da "Leather Forever" sergisini düzenliyor. Bitmeden gidebilmek, Hermés'e olan ilgi ve alakamı yerinde ve zamanında göstermek çok isterdim tabii ki... Ama Hermés sevgimi, elektrikler kesildiği için online alamadığım Londra biletim yerine, listeme ekleyeceğim "Leather Forever" sergisi için özel üretilen ve Christie's'de açık arttırmayla satışa sunulacak her biri İngiltere, İskoçya, İrlanda ve Galler'i temsil eden çantalarla ve ancak bir Pegasus'a yaraşabilecek endamıyla, Japon bir rock grubu için özel tasarlanan eyerle göstermeyi tercih ediyorum!
Londra'da olanlar veya olacaklar için kaçırılmaması gereken bu serginin detaylarını da eklemeyi asla unutmuyorum:
Hermès Leather Forever
Royal Academy of Arts
6 Burlington Gardens
8-27 Mayıs, Pazartesi - Pazar 10:00-18:00 (Cuma 10:00-22:00)
P.S.: Citroen 2CV6 Hermés Edition'ın nerede olduğunu buldum, kendisi bir Maserati'nin yanındansa bu fuarda olmayı tercih etmiş, güzel!
